28 Ocak 2016 Perşembe

Yenilenmek iyidir

Selam blogçuğum .Biraz yenilenmek iyidir diye düşünüyorum.Bu ara her yer aynı tarz oyuncak kaynıyor.Akşam oturdum kutu kafalar çizdim .Hem de bir sürü.Pandası,kedisi,köpeği.Hep aynı şeyi yapınca sıkılıyorum.Bir sürü planlar,bir sürü hayaller var kafamda.Hepsi olsun istiyorum.Plan yaptıkça heyecanlanıyorum.Güzel bir şeyler olacak hayatımda bunu hissediyorum. ve en önemlisi çabalıyorum.Eminim herkesin hayal ettiği,yapmak istediği bir şeyler var bu hayatta.Benim de var ve artık olmaları için atağa geçmem lazım.Biraz sihir ve biraz peri tonuzuna ihtiyacım var bu ara.
006

007

004
Hayal etmekten korkmayın,hata yapmaktan korkmayın.Hayatınız belki alt üst olacak diye endişelenmeyin,ne biliyorsunuz altının üstten daha iyi olmadığını.Hem neydi insanlar hatalarından öğrenmiyormuydu doğruları.Ah ne bilge bir şahıs oldum bu ara ha ah ha.En çok kendimle dalga geçmeyi seviyorum.Bazen aynada gördüğüm o kadınla konuşuyorum .Pşşt naber diyorum gülümsüyorum ona.Mutsuz ise bırak mutsuzluğu sana yakışmıyor diyorum.O da bana gülümsüyor.Hiç beklemeyin dışarıdan biri gelip size bunları söylesin.Kendi ilacın kendin ol.
Dün aynada bir kadın gördüm,biraz endişeli,biraz telaşlı .Güzel de geldi gözüme .sevdim onu. Cesaretlendirdim onu.yapmak istediğin şeyi yap dedim ona.O da tamam dedi . E hadi yolun açık olsun kadın.Yolun yarısını geçtin çoktan,kalan ömründe  olmak istediğin o yere varmak için acele et.Hayat kısa,kuşlar uçuyor.
Kalın sağlıcakla !!!

25 Ocak 2016 Pazartesi

Bursa Tofaş Araba Müzesinden notlar

114
Dün Araba müzesini gezdik demiştim ya . Fotoğraf makinem yanımdayken bir iki fotoğraf çektim . Belki müze ile ilgili fikir edinirsiniz. Şimdi şu fotoğrafı ergen Efo görünce ne eder bilmiyorum. Muhtemelen bana çok kızar,çünkü ergenler fotoğraf çektirmeyi sevmiyor bu net.Artık benle gezmeyi de sevmediğini düşünüyorum.Elimi tutmuyor artık.Beni sadece evdeyken öpüyor.Benimle eğleniyor.Üstüme zıplıyor.Sanırım hep bu hormonlardan ötürü.Çocuklar çok çabuk büyüyor.Beyaz bulutumsun sen benim,nasıl çok seviyorum bir bilsen.Bu arada artık beni geçti.Küçük anne ünvanını hak ediyorum artık :)
011
Müzenin ilk bölümünde bu karelerle karşılaşacaksınız.
012
Eskilere yolculuk dedikleri şey ...Nalbantçısı ,faytoncusu,tekerlekçisi hepsi var.
018

024
Bir bölümü sırf bu eski taşıma arabalarına ayırmışlar.
027
Hepsi Türkiye'nin farklı bölgelerinden getirilmiş.
029
031

037
Ve karşınızda ilk Murat - 1971 yapımı.
039
Mavi kartal
040
Ayrıca Tofaş'ın ürettiği diğer arabalardan örnekler var.Biri pek meraklı inceliyor.Bu erkekler hep mi aynı.Bunların genlerinde bir araba sevdası var :)
003
Kısacık özetle ve fotoğraflarla böyle bir şey müzenin içi.Giriş ücretsizdir.
Sırada Göç müzesi var.Haftaya da oraya gideceğiz  .Orada duygusal anlar yaşayacağım sanırım .Bizim göç hikayemiz varmış.
Ülkelerini zorunlu göç yüzünden terk eden insanlara kızmayın lütfen.Yaşamadan bilemezsiniz nasıl birşey olduğunu ,ben biliyorum,hep bir yürek acısıdır göçmenlik.Nereye ait olduğunu hiç bir zaman bilemiyorsun .
Çok güzel bir hafta olsun !!!


24 Ocak 2016 Pazar

"İşte benim Zeki Müren" -Bursa Zeki Müren müzesinden notlar


001
Uzun zamandır ziyaret etmek istediğim müzelerden biriydi.19 Şubat 2016'ya kadar açık kalacakmış.Ziyaret etmek isterseniz acele edin . Tofaş Anadolu Araba Müzesi , Tofaş sanat galerisinde sergilenmektedir.Meraklılarına duyurulur.Her iki müzeye de giriş ücretsizdir.
064
Müzede Zeki Müren'e ait bir çok özel eşya bulunuyor.Çarpıcı sahne  kıyafetlerini görmek beni heyecanlandırdı açıkçası.
075
078
Gözlükleri ve o enteresan ayakkabıları...
086

100
Şu fotoğraftaki yakışıklıya bakarmısınız,tabii ki Cüneyt Arkın,Alain Delon mübarek :))
088
Kıyafetleri inanılmaz.
069
060
Ajandası ve çizimleri,
12549033_10153793105743548_8010424999400195324_n
005Müzenin çevresi de çok güzel.Keyifle yürüyüş yapabileceğiniz güzel bir bahçe ve kafe var.
048
043
055
1494_10153793105458548_1351950317313188362_n

Tatilde yavrularla ziyaret edebileceğiniz güzel bir yer.Özellikle erkek çocukları araba müzesinde keyif alabilir.Bir ara orada çektiğim fotoğrafları da paylaşırım.Sabah bir de Uludağ yaptık.Hiç bu kadar soğuk iken gitmemiştim.Resmen donduk.En çok yoldaki köpekçiklere üzüldüm.Bol bol sevdik besledik.Yolunuz düşerse gidin besleyin lütfen,mama almadığımız için çok pişman oldum.Bir daha ki sefere çok daha hazırlıklı gideceğim.
12541003_10153792999743548_3910373830714883118_n
12540597_10153792999573548_5695800755364570291_n


Mutlu bir hafta dilerim !!!

23 Ocak 2016 Cumartesi

Vissmate - hijyenin yeni adı

Bir kaç hafta önce bu ürünle tanıştım . Vissmate -ultra yoğun çamaşır suyu . İnanılmaz etkili.Mis gibi kokuyor ve en önemlisi inanılmaz yoğun.Çok az döktüğünüzde bile maksimum güce ulaşıyor.İki çocuğum olduğu için ve hala yerlerde süründükleri için ,günde en az bir defa yerleri çamaşır suyu ile siliyorum.Çok beğendim bu ürünü . Bana deneme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim Vissmate Türkiye.Sanırım sonunda doğru ürünü buldum . Alış - veriş ve haberleri takip için Vissmate Facebook sayfasını göz atabilirsiniz veya kendi sitesine bakabilirsiniz..Ayrıca artık marketlerde de bulabilirsiniz veya BURDAN bir tıkla kapınıza gelebilir .Instagram adresi @vissmateturkiye.Takipte kalın.


Mutlu bir haftasonu dilerim !!!

22 Ocak 2016 Cuma

Bu cookie başka bir cookie

001

Bizim evde en çok bu kurabiye sevilir.Bol çikolatalı,yumuşacık,tereyağlı,yeme de yanında yat tarzında.Çikolata nereye girse mutluluk getiriyor kardeşim, bu net.
010
Bu sefer farklı bir tarif denedim ve çook beğendik.Ne zamandır paylaşıcam diye bekliyordum bugüneymiş kısmet.Tatilde belki sizde yapmak istersiniz yorgun savaşçılara.Annem kıyamam ben onlara,ah ah evlat nasıl bir şeydir yahu.Evet sapmıyoruz konudan ,cookie'den yapın şefin tavsiyesidir. . Tarif BURDA sevgili Damy's Kitchen blogunda .Şahane tarifleri var,bayılıyorum kendisine...ve tabii ki kocaman teşekkürler.
013


100

Keşke her şeyi dilediğimizce yesek ve hiç kilo almasak.Var mı böyle bir dünya.Varsa beni de alın oraya.
Mutlu bir haftasonu dilerim.Yavrulara şahane bir tatil olsun.Bakalım ödevler ne durumda.Panik yok yine bırakırız biz son iki güne :)
Kalın sağlıcakla !!!

21 Ocak 2016 Perşembe

Başlığı sen koy, ben bulamadım...

Bugün kendimi inanılmaz enerjik ve mutlu hissediyorum.İçimde minik mutluluk pıtırcıkları var . 
Durduramıyorum onları.Sabah zumba dersim vardı.Sanırım zumbanın mutlulukla bir alakası var.Bir saat boyunca her şeyi unutuyorsun.Tek derdin poponu daha çok sallamak ve adımları doğru atmak.Fazla enerji harcıyorsun ama garip bir şekilde o sana geri dönüyor.Oradan çıktığında hem enerjin hem de serotonin hormonum tavan yapmış vaziyette oluyor.Yani bende yarattığı his bu. Zumbadan sonra kahve ritüelim var .Kahve de bana inanılmaz enerji veriyor.Bazen çok abartıp çarpıntım olsa da ,günde en az 4 tane içerim.Bugün mutluluğumun sebeplerinden biri de can dostumu görmem oldu.Nasıl özlemişim.Dostluk nasıl güzel bir şey.İnsanların mutlu olmaları için bir sebep dahadır dostluk.Ama şartsız koşulsuz,daima yanında olan,sana en çok zor gününde yardım eden dosttan bahsediyorum tabii ki.Binlerce şükürler olsun ki hayatımda çok ama çok güzel dostluklar var.İnsan dostunun sesini duyunca değişir mi dünyası.Benim değişir :)))İyi ki varsınız kızlar.Siz biliyorsunuz kendinizi ve sizi ne kadar sevdiğimi..Edoşum ve Zuzum bugün bana vermiş olduğunuz güzel enerji hala üzerimde.
Şimdi be kadın bunları niye yazdın diyebilirsiniz.Burası benim karalama duvarım değil mi,not defterim değil mi,O halde yazabilirim.yazarım karalarım,içimi dökerim,ağlarım ,gülerim.Hayat kısa bakmayın,benim de oğlanlara bırakabileceğim tek şey belki bu bloğum .Anneleri gidince okurlar belki :( İyi geliyor buraya yazmak.Bir yerde bir iz bırakmak.Geri dönünce okuyup okuyup yaa böyle mi hissetmişim demek.
Dediğim gibi hayat çok kısa.Göz açıp kapayana kadar bitiyor.Bi bakmışsın yolun sonundasın ,elde avuçta sıfır.Sevin bu hayatı ,herşeye rağmen hayat çok güzel.Bazen tökezleyip düşebiliyoruz.kanayan dizler kabuk tutar korkmayım . Kabuklar da geçer.İzi kalır belki ama geçer.Korkmuyorum senden hayat.Açtım kollarımı gel,ne yazıldıysa kaderime yaşarım anladın mı.
Öyle işte(benim klasik sözüm) öyle yani ha ah ha.....
Güzel bir gün dileyemiycam , gece olmuş bile.O halde kalın sağlıcakla.Geceniz güzel geçsin.

19 Ocak 2016 Salı

Pek kolay çikolatalı frambuazlı tart tarifi

Bu sene Yılbaşı gecesini dışarıda geçirmeye karar vermiştik , son anda bir değişiklik olunca tatlısız bir Yılbaşı gecesi olmaz deyip , süper kolay bol çikolatalı bir tart yaptım .Tarifi çok pratik olduğu için sizinle de paylaşmak istedim . Ne demişler hayat paylaşınca güzel.Tarif nerden derseniz Pinterest sayfamda var  - FOODS&DRİNKS duvarıma bakabilirsiniz
035
Şimdi gelelim yapımına .Orjinal tarifte taban" Oreo"lu ,fakat ben "Eti -Burçak "kullandım.Hani klasik cheesecake tabanı var ya ondan yaptım,yani iki paket bisküviyi ronda da un haline getirdim.Sonra ocakta erittiğim bir çorba kaşığı tereyağı ile karıştırıp ,kelepçeli kalıba yaydım (Minnoş bir not:kenarları yüksek tuttum kase gibi ki, ganaj akmasın).Bir bardağın altı ile de güzelce bastırıp dolaba katılaşması için bıraktım.
018
O orada beklerken çikolatalı ganajı yaptım .Ben iki bitter 1 sütlü çikolata kullandım ama ev halkı acı buldu .Bir sonraki denemeyi tamamen sütlü çikolatayla yapıcam .Siz seviyorsanız sorun değil öyle de yapabilirsiniz . Ganaj için önce minik bir paket kremayı ocakta ısıttm .Kaynamasına izin vermeden minik parçalara böldüğüm çikolataları ekledim ve iyice eriyene karıştırdım . Soğuduktan sonra ganajı iyice katılaşmış tabana döküp,tekrar dolaba soğuması için kaldırdım.Bir gece beklerse sonuç mükemmel oluyor.Üzerini donduktan ve servisten önce süsleyin,çünkü meyveler ganajı sulandırıyor . Ben üzeri için frambuaz ve file badem kullandım.Ben sevdim bu tarifi.Biliyorsunuz genelde pratik ve hızlı tarifler paylaşmayı seviyorum.Siz de böyle bir şeyi seviyorsanız deneyin derim .Çikolata nereye girse orayı güzelleştiriyor bence:)) Bir çikolata sever olarak böyle düşünüyorum .....

Bu arada iyileşiyorum galiba.Bak gördün mü blogta bişeyler karalamak bana hep iyi gelmiştir . Kayınvalidemle kayınpederimi art arda kaybedince de kocaman bir ara verip böyle çaresiz olmuştum.Hem kanserle verdiğimiz savaş , hemde onların erken gidişi hepimizi sarsmıştı.En zor kısmı da küçücük çocuklarıma bunu anlatmak olmuştu.Sevdiğin biri gidiyor ve asla geri dönmeyecek.Çok özlesen de ağlasanda ,yok yok gelmiyor.Hiç unutmuyorum annemin çok yakın arkadaşı(nur içinde yat Gülfere ablacığım) Bero ,şimdi dedemi görür mü anane diye sormuş.Ne kadar büyüdüğümü anlatır belki,okula gittiğimi duysa dedem çok sevinir...Ben sevdiğimiz insanların bizi bir şekilde bir yerden görüp kolladığına inanıyorum.Görmesem de ,seslerini duymasam da hep kalbimdeler, düşümdeler , rüyamdalar...Sevenler sevdiklerini vakitsiz kaybetmese olmaz mı.Bağladım yine duygusala . Ana fikir neydi , blog yazmak bana iyi geliyor :)ha bi de çikolata yemek...

Afiyet olsun !!!
032

Ahşap boyama evcikler

Uzun zamandır ahşap boyama kursuna gidemiyordum.Geçen cumartesi nihayet gittim ama pek bişey çıkmadı ortaya.Bu ahşap evcikler hoşuma gidiyordu.Yaptım gitti.
4

2

3
5
Önce mumla yanları eskittim sonra" Cadence"in gri ve beyazından iki kat sürdüm.Bulaşık teliyle yanları zımparaladım." Home sweet home" CD kalemiyle yazdım.Yıldızları şablonla bastım. Puantiyeli de kağıt dekupajı yaptım.Netice hoşuma gitti.Evin gri ve beyaz havasından sıkılmadan kullanayım birazcık.Çünkü yakında muhtemelen sıkılıp elime fırça ve boya alıp gene her yeri değiştirebilirim.Sıkıntılı ruhumun nasıl oyun oynayacağı belli değil :)))
Haftaya son kurs günüm ,ne boyarım bilmiyorum.Fikirlere açığım.Tabii öyle herkesin yaptığı klasik ekmek kutular ve ıvır zıvırıkları sevmiyorum.Bana yapılmamış şeyler olsun...
Ve bir d.i.y. project sona erdi.
Sağlıcakla kalın.Ben bi çay demleyeyim.Sonra perdeleri çekip ,peteğe yapışıp,kar yağışını seyredeyim.Belki ısınırım....
   058 collage

18 Ocak 2016 Pazartesi

İçime mutsuzluk kaçtı,izninizle içimi dökeceğim

1
Uzun zamandır bloğumu güncellemiyorum .Yılbaşı derken ,o derken ,bu derken elim varmadı.Oysa içimi dökmeye çok ihtiyacım var.Bugün bütün işi gücü bırakıp içime kaçan mutsuz kadınla çatır çatır yüzleşmeye karar verdim.Epeydir içimde bir umutsuzluk var.Ne bileyim dünya kötü bir yer gibi geliyor bana .Bir sürü olumsuz ve çirkin şey yaşanırken bu yeryüzünde mutluluğu kendime yakıştıramaz oldum .Yakıştıramadıkça yaptığım hiç bir şeyden keyif alamaz oldum .Tabii bu durum devam ederse iyice dibe çekecek beni .Bunun da farkındayım ,çabalıyorum ,savaşıyorum, başarıyormuyum - hayır.Bir yerden başladım aslında #damladakiokyanus hareketi ,biraz da olsa umutlarımı yeşertti.Ama yine de tam çıkamadım bu girdaptan.
Pusulasını kaybeden kaptanım şu anda .Okyanusun ortasında,o dev dalgalarla savaşıyorum .Rüzgar nereye atacak bilmiyorum.Don Kişot'um şu anda.Yel değirmenleriyle savaşıyorum.Küçük Prensim ,bir gül uğruna hayatını adayan ,gülünü korumak için her şeyi göze alan . Martı Jonathan Livingston'um "yaşamak için ne çok neden var! balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz, uçmayı öğrenebiliriz" diye tekrarlıyorum içimden.
Umut var mı sizce ?!?  Bir şeyleri değiştiremiyorsam,onları olduğu gibi kabul edip devam etmeliyim yoluma,zaten bu dünya hiç düşlediğim bir yer olamayacak.İyi geldi sanki içimi dökmek. Şebonun dediği gibi "sil baştan,başlamak gerek bazen,hayatı sıfırlamak,sil baştan sevmek gerek bazen,her şeyi unutmak..."Bütün umutsuzluklarımı siliyorum bugün.Doğru bildiğim o yoldan yürümeye devam edeceğim.Yoluma çıkan tüm olumsuzluklara gülümseyeceğim .Dertlere hoş geldiniz diyeceğim,giderken de güle güle yolunuz açık olsun diye haykıracağım.İçimde iyi bir şeyler olduğuna inanıyorum,en azından sevgiyle dolu bir kalp var,o zaman yola devam.Belki eskisi kadar Polyanacık olmayabilirim ama söz değirmenlerle savaşmayı bırakıcam.
Bu bir iç döküştü .Belki yorum yazarsınız,belki bu kadın azcık tırlak dersiniz .Valla benim de bildiğim tek şey bu gezegenden olmadığım .

Sevgiyle kalın,sevgi var ya dünyayı kurtarabilir, umut var,umut sensin,umut benim,umut sevgiyle büyüttüğümüz evlatlarımızdır :))

P.S.Doktor kalp kırıklarına ilaç var mı???Varsa ver bi tane!!! Kırılan kalbim daha çabuk iyileşsin...

13 Ocak 2016 Çarşamba

Hadi gel sen de Damladaki Okyanus ol !

4

Bir avuç kadın güzel bir şeylere adım attık.Önce listeyi okuyun,sonra yazının altında eklediğim bilgileri de okuyun ve elinizi kalbinize koyun ....Okuyunca zaten DAMLADAKİ OKYANUS olacaksınız :))

Komşularımızdan başlayarak, mahallede, giderek şehrimizde selam verelim insanlara.
Gülümseyelim.
Çocuklara…
Suratsız bulduğumuz komşumuza, ısrarla! (gurur meselesi yapmayalım böyle şeyleri, büyük düşünelim, iyilik ve muhabbetin devasa  enerjisini açığa çıkartacak bir vesile gibi düşünelim bunu, bir fırsat!)
Görünmez saydığımız çöp görevlilerine, sokakları süpürenlere, işçilere.. .
Kağıtlara olumlu cümleler yazıp, bir yerlere bırakalım. Gülümsetelim insanları olmadığımız yerlerde de… (Bunun da örnekleri yazılabilir daha sonra)
Bir yabancıya iltifat edelim. Riyakar değil ama sahiden hoşumuza giden bir haliyle. Ki bunu bulmak hiç zor değil.
Birisi için kapıyı açalım..
Ağır taşıyanlara yardım edelim.
Arabayla giderken yolda gördüğümüz çocuklara vermek üzere yanımıza eldiven, bere alalım.
Bir yakınını kaybetmiş birini ziyarete gidelim. Yakınlarına karşı acısını bastıran, konuşamayan ama konuşmaya ihtiyacı olan insanlara yabancı bir omuz her zaman iyi gelir.
Acelesi olan kişinin önden geçmesine nezaketle izin verelim.
Sırada arkamızda duran kişiye alacağı şeyi ısmarlayalım; kahvecideysek kahvesini, kantindeysek çayını, otobüsteysek otobüs parasını…
Yeteneklerimizi karşılık beklemeden başkalarına yardım için kullanalım.
İnsanları pozitif yönde yüreklendirelim.
İş arkadaşımız o gün zor bir gün mü geçirdi? Ertesi sabah onun için kahve getirelim veya küçük bir şeyler hediye edelim. Örnekler çoğaltılabilir bu şekilde.
Hediyeleşelim. Hediyeleşmek kadar muhabbeti coşturan başka şey yoktur herhalde.
Şükredelim. Her an. Hem şükrün enerjisi bizi saracak, hem de haliyle iyilikler çoğalacak.
Bol bol “teşekkür ederim” diyelim.
Yeteneklerinizi yayalım. Yemek yapmayı öğretmek, blog hazırlamak, fotoğraf çekmek, iyi bildiğimiz bir ders konusunu bilmeyene anlatmak.. gibi gibi..
Karşılığında hiçbir şey istemeden bir şeyler verelim. Eşyalarımıza bir göz atalım, kullanmadığımız, ihtiyacımız olmayan şeyleri başkalarına verelim.
İhtiyaç sahibi bir ailenin kapısına erzak bırakalım. Ve hemen uzaklaşalım.
Ama çok daha etkilisi sevdiğimiz, ya da en sevdiğimizi vermektir. Bu sırada hem kişi eşyanın bağımlılığından kurtulur ve o serbestlik hissi kocaman bir huzura dönüşür hem de eşsiz bir enerji yayılır ortalığa.
Arkadaşımızın sürekli beğendiğini söylediği o tişört var ya? Neden o tişörtü hediye etmiyoruz ona? Ya da bir kupayı? Bir çantayı? Deneyince göreceğiz ki,eksilmeyip aksine çoğalıyoruz ve harika hissediyoruz bunu yapınca.
Hastaneleri ziyaret edelim. Hastalar ve hasta yakınları ile vakit geçirelim.
Özellikle kronik hastalığı olan çocuk hastanelerini ziyaret edelim.
İnsanların taşınmalarına yardım edelim.
Hasta veya yorgun olan arkadaşlar/akrabalar için alışverişlerini yapalım.
Mektup yazalım. Cezaevlerindeki çocuklara, kapalı alandaki çocuklara, uzaklardaki çocuklara..
Sokak havanları için su ve gıda temin edelim. Örneğin sokak kapısına kedi, köpek maması, pencereye kuş yemi, buğday vs. bırakmak gibi..
Fotoğraflarımızın ekstra baskılarını alıp, o fotoğraflardaki diğer kişilere gönderelim.
Yolculuktan gelen/ Yolculuğa çıkan arkadaşımızın bavulunu boşaltmasına, toparlamasına yardım etmeyi önerelim.
Komşumuza hemen bu akşam bir kase çorba götürelim. Giderek bunu alışkanlık haline getirelim, eskilerde olduğu gibi her pişeni koku hakkı diye komşumuza da götürelim.
Tanıdığınız herkesi arayalım ve onlara onları sevdiğimizi söyleyelim.
Fidan dikelim. Mümkün olan her yere.
Çöpçatanlık yapalım.
Evsiz insanlara sıcak tutacak kıyafetler ve ayakkabılar verelim.
Evsiz insanlara sıcak yemek götürelim.
Evsiz insanlara, bilhassa cami şadırvanlarında çocuklarını yıkamak zorunda kalan Suriyeli çocuklara, kadınlara evlerimizin banyosunu kullanmayı teklif edelim.
Sokak çocuklarına vermek üzere çantamızda kitaplar taşıyalım.
Seçilecek okullara kitap gönderelim. Özellikle kitaba ulaşımı kolay olmayan köy, kasaba okullarına.
Arabası bozulan birine yardım edelim.
Sürücü isek yayalara yol verelim.
İnsanların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayalım. Arkadaşlarımızı birbirleriyle tanıştıralım.
Hayatımızda bilmeden bizde değişim yaratan, bize ilham vermiş olan kişiye ulaşıp bunu ona anlatalım.
Çocuk Esirgeme kurumlarını ziyaret edelim. Çocuklarla oynayalım.. onlara hediyeler götürelim..
Çocuklara giysiler, oyuncaklar dikelim, örelim.. Ceplerine de küçük süprizler koyalım.
Kimsenin dinlemediği kişiyi dinleyelim.
Kalplerimizi kıranları affedelim, küslerle barışalım.
Sevmediğimiz insanların iyi yönlerini görmeye çalışalım ve bunu onlara söyleyelim. Bu en evvela kendimize büyük bir iyilik.
Sevmediğimiz insanlara sevdiğimiz şeylerimizi verelim. Gelmiş geçmiş en büyük terapi yöntemlerinden biri bu.
Daha yeni bir bebeği olmuş ya da büyük bir değişiklik yaşamış, örneğin şehir, ülke değiştirmiş birini tanıyor muyuz? Onlara yemek götürelim, özellikle bebeklilere evlerini temizlemeyi önerelim, çamaşırlarını yıkayıp, asalım.
Beraber yaşadığımız insanın yapmayı hiç sevmediği bir ev işi varsa onu biz yapalım.
Parkları temizleyelim.
Huzur evlerini ziyaret edelim. Çiçek götürelim, iltifat edelim, gözleri iyi görmeyenlere kitap okuyalım, hikayelerini dinleyelim. Özellikle gençlik, haylazlık hikayelerini… İnsanlar bilhassa yaşlılar çok sever anıları tazelemeyi.
Sürekli kusur bulup dırdır edip durmayalım. Çok çok çok istediğimiz zamanlarda bile. Kusur bulacağımız, eleştireceğimiz zaman susmak da, o olumsuz nefesi dünyanın havasına salmamak da iyiliktir. Kendimize de, karşımızdakine de, dünyaya da.
Kendimize iyi davranalım. Geçmişte yaptığımız hatalarla barışalım. O deneyimleri, aynı şeyleri yaşayan başkalarına yardım etmek ve anlayış göstermek için kullanalım.
Bazen boş verelim gitsin! Biri olumsuz bir kelam ettiğinde, biri ısrarla üzerimize geldiğinde…
Kapımızın önünü süpürüyorsak, komşumuzun kapısının önündekileri de temizleyelim.
İyi bir şeyler yapalım ve bunları kimseye anlatmayalım… Olgunlaştırıyor böylesi… (Bizim harekette ise ilk etapta paylaşmak gerekebilir. Kendimizi anlatmak yerine, iyiliği hatırlatacak şekilde, detaylara girmeden paylaşılabilir ki iyilik şuurunu ayaklandıralım.)
Merhametli, duygulu, iyiliksever bir çocuk gördüğünüzde ebeveynlerine ne güzel bir evlat yetiştirdiklerini söyleyelim. Bu hem küçüğü hep iyi davranmaya yüreklendirir, hem de ebeveynlerine kendilerini iyi hissettirir.
Başkalarının önünde insanlara iltifat edelim. Nedense bazen insanların önünde yapılan iltifatlar daha bir değerli olur.
Doğum günü olan biri için pasta yapalım.
Kan bağışlayalım.
Güvenlik görevlisine, otobüs, minibüs şoförüne, temizlik hizmetlisine bize verdikleri hizmet için teşekkür edelim. Var olduklarını görelim.
Şikayet etmeyelim. Bu da kendimize iyilik aynı zamanda olumsuz cümlelerin olumsuz enerjilerini atmosfere salmadığımız için dünyaya iyilik. Üstelik şikayet ettikçe geri geri gidiyor var olan güzellikler. Güzellik çirkin yerde durmayacağı için terketmek istiyor o olumsuz yeri ve kişiyi.
Dostlarımız arasında ölümüne olumlu kişi olalım.
Yaşadığımız duruma iyi yönden bakmaya çalışalım.
Bloglara, Twitter’da, Facebook’ta insanlara güzel yorumlar yazalım. Samimiyetsizliğe kaçmadan, gözümüze sahiden güzel görüneni dile getirerek. Bunu alışkanlık haline getirelim ki sosyal medyada var olan olumsuzluğu da kıralım.
Haksızlığa uğrayan kişileri savunalım.
İhtiyacı olan birine yardıma koşalım.
Kalabalık bir otobüste veya metroda insanlara yerimizi verelim.
Görme engellilere kitap okuyalım.
Yalnız olduğunu bildiğimiz yaşlılara, rahatsızlık vermeden ihtiyaçlarını soralım.
İnsanlara karşı güzel zanda bulunalım. Diğer insanlarda sürekli kötülük arayıp durmayalım. Bir kişi geciktiyse ya da hasta olduğunu söyleyip buluşmayı reddettiyse hemen en kötüyü düşünmeyelim. Birinin ilk bakışta göze çarpan hareketi, bir olayın ilk görüntüsü çok sevimsiz, çok olumsuz olsa da perde gerisinde bilmediğimiz nice şeyin olabileceğini düşünerek hemen kötü zanda bulunmayalım, kendimize iyi şeyler düşündürtecek güzel taraflar bulalım.
Unutulmuş bir eşya görürsek onu yetkililere teslim edelim veya sahibini arayalım.
Sevdiklerimize, eşlerimize ne kadar güzel ya da yakışıklı olduklarını söyleyelim.
Bahşiş bırakalım.
Kaybolan insanlara yardımcı olalım. Yolunu kaybetmiş turist mi gördük,hemen ona yardım edelim, bulunduğu yer hakkında biraz da bilgi verelim; ne iyidir ne güzeldir, nerede kazıklanır, nerede güzel yemel bulur, nerede eğlenir, vb…
Kimsenin yapmak istemediği işi yapmayı üstlenelim.
İnsanları bekletmeyin, her yere zamanında gidelim. Bu karşımızdakine ve kendimize saygının işaretidir.
Arabası olmayan birini gideceği yere bırakmayı önerelim.
Yorgun ve bezmiş bir yeni anneye veya babaya, bebeğe bir süre bakıcılık yapmayı önerelim. Hakikaten çok büyük bir iyilik bu daJ.
İş arkadaşlarımıza yaptıkları için veya bazı şeyleri önceden düşünebildiği için veya beraber çalışması eğlenceli biri olduğu için teşekkür edelim.
Kıyafetlerimizi ve kitaplarımızı bağışlayalım.
Havaalanlarına biraz erken gidip ihtiyacı olan, yol yordam bilmeyen, çekinen yaşlılara yardım edelim.
Yolda gördüğümüz insanlara içimizden dualar edelim. Yaşlıysa, hastaysa, üzgün görünüyorsa..
Arkadaşımızın çocuğunun doğumgününe, okuma bayramına, gösterisine katılalım.
Bir çocuk için eğlenceli bir kostüm hazırlayalım.
İhtiyaç sahibi, yetim, sığınmacı çocukları giydirelim.
Dua edelim. Başkaları için iyi dileklerde, temennilerde bulunalım. Bilhassa onların yanımızda olmadığı zamanlarda bunu yapalım. İyiliği yapıp kaçmak gibidir bu da.
Bir kedi ya da köpeği sevelim. Sevgide ortaya çıkacak büyük enerjiyi düşünelim.
Okuma-yazma eğitimleri verelim.
Arkadaşlarımızın, akrabalarımızın çocuklarıyla Skype’laşın veya FaceTime yapın. Özellikle yurt dışında olanlarla, ya da evden veya kapalı mekandan çıkamayacak olanlarla… (Çocuklar böyle şeylerde çok eğleniyor, yaptıkları resimleri falan göstermelerine izin verin.)
Dedikodudan kaçınalım. Son derece kirli bir enerjisi vardır dedikodunun. Zaten bu esnada veya sonrasında kendimizi azıcık dinlersek hissederiz bunu. Etrafa olumsuzluk yaymaya gerek yok.
Dedikoduya maruz kalırsak, dedfikodusu yapılanın hemen bir olumlu tarafını söyleyelim. Bu hem iştahlı dedikoducuların önünü keser, hem de iyi tarafı hatırlatarak o kişiye karşı insancıl duyguların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Hava değişir kısaca.
Boyacıya, elektrikçiye, tamirciye su veya çay servisi yapalım.
Arkadaşımızın sanat sergisine, gösterisine, stadına
Haberi yayalım. Eğer iç mekan dekorasyonu yapan, bir şeyler tasarlayan, iyi bakıcılık yapan, kısaca işini iyi yapan birilerini tanıyorsak bunu diğer arkadaşlarımıza anlatalım. Diğerleri de bilsin. Referans olalım. Çünkü bir kapı diğerini açar.
İnsanları bizimle bir şeyler yapmaya davet edelim. (Yemek yemek, gezmek, sinemaya gitmek
Evimize misafir davet edelim. Misafirden yorulmanın huzurlu lezzetine varalım.
Doğru düzgün park edelim.
Yazmayı düşündüğümüz o şikayet mektubundan vazgeçelim.
Semte yeni taşınan kişiyle takılalım, ona önemli yerleri gösterip, yardımcı olalım.
İnsanların bulması için kaldırıma bozuk paralar bırakalım. Özellikle ihtiyaç sahiplerinin olduğu yerlere.
Huysuz veya yaramaz çocukla yolculuk yapan ebeveynlere karşı anlayışlı olalım. Belki çocukların dikkatlerini dağıtmayı veya onları eğlendirmeyi deneyebiliriz.
İş için yanımıza atıştırmalık bir şeyler alıyorsak fazladan alalım ve arkadaşlarımıza verelim.
Oturduğumuz mekandan kalkarken okuduğumuz gazeteyi, dergiyi masada bırakalım.
Okuduğumuz kitapları parklarda, kafelerde bırakalım. Özellikle gençlerin olduğu yerlere.
Sevdiğimiz kitaplardan alıp kitapları parklarda, kafelerde bırakalım.
Bir arkadaşımızın yazmış olduğu kitabını parklarda, kafelerde bırakalım.
İnsanların evlerine gittiğimizde ev dekorasyonunun sevdiğimiz taraflarını övelim.
Katılın! Bir etkinlik,nikah, parti, mevlüd ya da davet veren insanlar kimsenin gelmeyebileceği üzerine endişelenirler, o yüzden katılalım!
Zamanında cevap yazalım. Sadece “Mailini/mesajını aldım, en kısa zamanda cevap vereceğim” yazsak bile yeter. İnsanlar görmezden gelinmediklerini bilmeye ihtiyaç duyarlar.
İnsanlara yanlış umut vermeyelim, onları bekletmeyelim. Bir kişinin önerdiği şeyi yapmak istemiyorsak, söyleyelim olsun bitsin.
Arkadaşlarımıza, sevdiklerimize, eşimize, çocuklarımıza ya da yiğenlerimize sevdikleri şarkılardan oluşan bir liste yapın. (CD, Youtube, Spotify, vb…)
Bir kişiye sürpriz kitap postalayalım.
Toplu ulaşımda nazik olalım.
Birinin yaşam hikayesini dinleyelim. Evet, HEPSİNİ.İnsanlar kendilerine dair şeyleri, anıları anlatmaya bayılırlar.
Kötü tavırlarımızı içimizde tutalım.
Diğer insanlar için mutlu olalım.
İnsanlar bize güzel haberler verdiğinde çok heyecanlanalım!
İstenmediği takdirde hemen araya girip tavsiye / akıl / öğüt vermeyelim. Başkalarına güvenelim, herkesin kendi hayatını kendi kendine idare ettirebilecek kapasitesi olduğuna inanalım.
Kendi işinize bakalım.
Kendi çıkarımızı düşünmeden insanlara yardım edelim.
Bir iş olanağı gördüğümüzde iş arayan arkadaşımıza haber verelim.
Zamanında ödül almış, başarılara imza atmış, yarışmada birinci olmuş bir arkadaşımız mı var? Başkalarına bunu söyleyelim! Çünkü o söylerse övünmek gibi gözüküyor, o yüzden pek söylemiyor.
Kayınpeder ve kayınvalidemizi arayalım, hallerini hatırlarını soralım.
Başkalarıyla bilgilerimizi, bildiklerimizi paylaşalım.Bilgiyi paylaşırsak hem çoğalır, hem çoğaltırız. Paylaşmazsak bilgi de biz de güdük kalırız.
Hayatımızı değiştiren bir şey mi öğrendik / okuduk / yaşadık? Başkalarına da anlatalım, onlara da ilham olsun.
İyiliği yayalım! Dünyada iyiliği yayma misyonumuz olduğunu başkalarına da anlatalım, belki onlar da aynısını yapmak ister!


Çok güzel şeyler olacağına inanıyorum ben .Sevgili Mümine (Deli Anne) ,hepimizi derin uykumuzdan uyandırdı.Uzun zamandır vicdanım ve yüreğim dünyada yaşanan bunca kötülüğü kaldıramaz olmuştu .Kaybolmuş olan ben ,kendimi buldum.Başka çarpıyor yüreğim ,umut var ya çok başka bişey.Konuyla ilgili detaylı bilgiyi BURDAN  edinebirsiniz . Aramıza katılmak isteyenlere kapımız sonuna kadar açık .Hadi gel sende" Damladaki Okyanus ol" !!!

Liste uzun ,okumamazlık yapmayın lütfen,okudukça göreceksiniz nasıl değişebilir dünya !!!